20’lik Diş Ağrısı Neden Olur ve Çekim Sonrası Ne Yapılmalıdır?
20’lik dişler (halk arasında akıl dişleri olarak da bilinir), ağızda en son çıkan üçüncü büyük azı dişleridir. Genellikle 17 ile 25 yaş aralığında sürerler. Bu dişler sağlıklı şekilde çıkmadığında 20’lik diş ağrısı ortaya çıkabilir. Normalde alt ve üst çenede ikişer adet olmak üzere toplam dört tane 20 yaş dişi bulunur. Ancak bazı kişilerde bu dişler hiç oluşmayabilir ya da dörtten az sayıda çıkabilir. Araştırmalar, insanların %5 ile %37’sinin en az bir tane 20’lik dişinin hiç oluşmadığını göstermektedir. Yani yaklaşık her üç kişiden birinde 20’lik diş hiç çıkmayabilir.
20’lik dişler, çenenin en arka kısmında yer bulmaya çalışarak çıktıkları için çoğu zaman diğer dişlere göre problem çıkarabilirler. Çene yapısında yeterli alan olmaması halinde tam olarak sürüp yerleşemezler ve gömülü kalabilirler. Bu durumda diş etini zorlayarak ağrı, şişlik ve enfeksiyona neden olabilirler. Özellikle yarı gömülü (kısmen çıkmış) veya tamamen gömülü konumdaki yirmilik dişler, hem kendileri hem de çevre dokular için sorun oluşturma potansiyeline sahiptir.
Her 20’lik diş sorun yaratır mı? Sanılanın aksine, her yirmilik diş mutlaka çekilmesi gereken bir “problem dişi” olmak zorunda değildir. Bazı kişilerde 20’lik dişler hiçbir rahatsızlığa yol açmadan düzgün bir şekilde çıkar ve çiğneme fonksiyonuna katkı sağlar. Eğer yirmilik diş çevre dokuya zarar vermiyor, çürük ya da enfeksiyon barındırmıyorsa düzenli ağız bakımıyla ağızda tutulabilir. Ancak özellikle ağrı, şişlik veya enfeksiyona neden olan gömülü, yarı gömülü ya da çürümüş 20’lik dişlerin zaman kaybetmeden çekilmesi önerilir.
20’lik Diş (Yirmilik Diş) Nedir?
20 yaş dişleri, ağızdaki en son kalıcı dişlerdir ve üçüncü büyük azı dişleri olarak bilinir. Her bir çenenin en arka kısmında sağda ve solda birer adet olmak üzere toplam dört tane çıkarlar. Çoğunlukla 17-25 yaş arasında sürmeye başlarlar. Bazı kişilerde 20’lik dişler normal pozisyonda tamamen sürerek diğer dişler gibi sorunsuz yerini alır. Bazılarında ise çenede yer darlığı veya dişin konum bozuklukları nedeniyle tam olarak çıkamazlar ve diş eti veya çene kemiği içinde gömülü kalırlar. Bu dişler “gömülü yirmilik diş” olarak adlandırılır ve sıkıştıkları için ağrı ve iltihap gibi şikâyetlere yol açabilir.
20’lik Dişler Ne Zaman ve Nerede Çıkar?
Yirmilik dişler genellikle ergenliğin son dönemlerinde, 17 ile 25 yaşları arasında ortaya çıkar. Adını da çıktığı yaşlardan alır. Hem üst hem de alt çenenin en arka kısmında, ikinci azı dişlerinin arkasında konumlanırlar. Üst çenede sağ ve sol arka bölgede, alt çenede sağ ve sol arka bölgede olmak üzere toplam dört lokasyonda çıkarlar. Ancak her bireyde durum farklı olabilir; örneğin bazı kişilerde çene yapısı uygun olmadığı için bu dişler hiç yüzeye çıkmayabilir veya sadece birkaçı sürebilir. Yirmilik dişlerin çıkma zamanı da kişiden kişiye değişir. Hatta 30’lu yaşlarda veya daha ileri yaşlarda yirmilik diş çıkartan kişiler olduğu bilinmektedir.
Eğer çenede yeterli yer varsa ve diş doğru konumda çıkıyorsa, 20’lik dişlerin çıkışı fark edilmeyebilir ve belirgin bir sorun oluşturmaz. Ancak çoğu zaman çenenin arkası bu dişler için yeterli alan sunmaz. Bunun sonucu olarak yirmilik dişler çıkarken çevre dokulara baskı yapar veya yanlış açıda sürer. Bu da genellikle kendini ağrı ve diğer belirtilerle belli eder.
20’lik Diş Belirtileri Nelerdir?
Bir 20’lik diş çıkarken verdiği ilk işaret genellikle ilgili bölgede hissedilen ağrıdır. Bu ağrı hafif bir sızı şeklinde olabileceği gibi bazı durumlarda oldukça şiddetli de olabilir. Ağrıya ek olarak diş etinde çeşitli değişimler gözlemlenebilir. Özellikle yarı gömülü kalmış bir yirmilik diş, çevresindeki diş etinde iltihaplanmaya yol açarak belirti verir. 20’lik dişin yaygın belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:
- Diş ağrısı: Çenenin arkasında, dişin çıkmaya çalıştığı bölgede zonklayıcı veya sürekli ağrı hissedilmesi. Bu ağrı kimi zaman kulak veya çene bölgesine de vurabilir.
- Diş eti sorunları: Çıkan dişin etrafındaki diş etinde kızarıklık, şişlik ve hassasiyet oluşması. Diş etinde enfeksiyon gelişirse bölgede iltihap akıntısı ve kötü tat-koku da fark edilebilir.
- Lenf bezi şişmesi: Çene altı veya boyundaki lenf nodlarının hassaslaşıp şişmesi (vücudun enfeksiyonla mücadelesi sonucunda).
- Ağız açmada kısıtlılık: Özellikle ağır enfeksiyon veya gömülü diş varlığında, ağız açıp kapatırken zorlanma ve çenede kilitlenme hissi (trismus) görülebilir.
- Yutma ve konuşma güçlüğü: Dişin neden olduğu ağrı ve şişlik, yutkunmayı veya rahat konuşmayı engelleyecek düzeye gelebilir. Boğazda ağrı hissi, yirmilik diş kaynaklı enfeksiyonlarda sık rastlanır.
- Baş ve kulak ağrısı: Bazı vakalarda yirmilik diş sancısı, yayılan bir ağrı şeklinde baş ağrısına veya kulak ağrısına sebep olabilir. Özellikle alt çenedeki 20’lik diş enfeksiyonlarında kulak ağrısı ile karışılabilecek belirtiler ortaya çıkabilir.
- Ağız kokusu: Yarı gömülü 20’lik dişin etrafında diş eti cepleri oluşup hijyen zorlaştığında, biriken bakteriler sonucu ağızda kötü koku (halitoz) gelişebilir.
Bu belirtilerden bir veya birkaçını yaşamak, çıkmakta olan bir 20’lik dişe işaret edebilir. Özellikle şiddetli ağrı, belirgin şişlik ve ağız açıklığında kısıtlılık gibi durumlarda bir diş hekimine başvurmak gerekir. Bazı durumlarda ise 20 yaş dişleri hiçbir belirti vermeden, “sessiz” bir şekilde ağızda yerini alabilirler. Belirti vermeyen durumlarda bile, düzenli diş hekimi kontrollerinde yirmilik dişlerin durumunu değerlendirmek önemlidir.
20’lik Diş Olduğu Nasıl Anlaşılır?
Yukarıdaki belirtiler, ağzınızda bir yirmilik dişin sürmekte olduğuna dair ipuçları verse de kesin tanı için diş hekimi muayenesi şarttır. Özellikle gömülü kalan 20’lik dişler, dışarıdan bakarak anlaşılamayabilir. Bir panoramik röntgen (diş röntgeni) çekilerek çene kemikleriniz içindeki yirmilik dişlerin pozisyonu tespit edilir. Bu sayede henüz belirti vermese bile gömük bir dişin varlığı önceden saptanabilir.
Diş hekimi muayenesinde, eğer 20’lik dişiniz kısmen çıktıysa üzerindeki diş eti dokusunda iltihap belirtileri (kızarıklık, şişlik, akıntı) aranır. Ağzınızda arka bölgede ağrıya neden olan bir diş varsa komşu ikinci azı dişinde bir sorun (örneğin çürük) olup olmadığı da kontrol edilir. Çünkü bazen yirmilik dişin neden olduğu basınç, öndeki dişe de zarar vererek onun ağrımasına sebep olabilir.
Ayrıca, yirmilik dişlerin temizliği zor olduğundan, ağızda tamamen sürmüş olsalar bile çürüme riskleri yüksektir. Bu nedenle yirmilik diş ağrısı sanılan bazı ağrılar aslında 20’lik dişin kendisindeki bir çürükten ya da enfeksiyondan kaynaklanabilir. Diş hekiminiz yapacağı muayene ve röntgen incelemesi ile ağrının gerçek kaynağını belirleyecektir.
Sonuç olarak, 20’lik dişin varlığını ve konumunu anlamanın en güvenilir yolu diş hekimi kontrolüdür. Belirtiler sizde olmasa bile, 17-25 yaşlar arasında ağız muayenelerinizde diş hekimi üçüncü azı dişlerinizi değerlendirecek ve gerekirse koruyucu önlemler alacaktır.
20’lik Diş Ağrısı Neden Olur?
Yirmilik dişlerin ağrımasına yol açan temel etken, sürmek için ağız içinde yeterli alan bulamamalarıdır. Çenede yer darlığı olduğunda diş ya hiç çıkamaz (gömülü kalır) ya da çıkarken çevresindeki dokulara baskı yapar. Bu durum hem şiddetli ağrıya hem de komşu dişlerde hasara yol açabilir. Örneğin 20’lik diş geriye doğru yatay bir açıda çıkmaya çalışırsa, önündeki ikinci azı dişine dayanarak onun köklerine zarar verebilir veya dişlerde çapraşıklığa sebep olabilir.
Ayrıca gömülü ya da yarı gömülü kalan 20’lik dişlerin etrafında diş eti enfeksiyonları gelişebilir. Diş etinin altında kalan diş, burada bir cep oluşmasına yol açar ve yemek artıkları ile bakteriler bu bölgede birikerek iltihap oluşturur. Bu rahatsızlık perikoronit olarak bilinir ve oldukça ağrılıdır. Enfeksiyon sonucu diş eti şişer, kızarır, apse yapabilir ve ağız açmada güçlük yaşanabilir. Hatta ciddi vakalarda çene bölgesinde şişlik, yüzde asimetri ve ateş bile görülebilir.
20’lik diş ağrısına yol açabilecek başlıca faktörleri şu şekilde özetleyebiliriz:
- Dişin gömülü kalması: Yeterli yer bulamayan 20 yaş dişi, kemik veya diş eti içinde sıkışır. Baskı altında çıkmaya çalıştığı için çevre dokuları zorlayarak ağrıya neden olur.
- Çürük oluşumu: Yirmilik dişler konumları gereği fırçalamayla temizlemesi en zor bölgededir. Bu nedenle kolayca çürüyebilirler. 20’lik dişte gelişen bir derin çürük, klasik diş ağrısına benzer bir ağrı yaratır ve bazen komşu dişe de vurabilir.
- Diş eti enfeksiyonu: Kısmen sürmüş 20’lik dişin etrafındaki diş eti flap dokusu altında bakteri üremesiyle enfeksiyon gelişir (perikoronit). Bu enfeksiyon ağrıya, şişliğe ve kötü kokuya sebep olur.
- Kist ve apse oluşumu: Gömülü kalan dişin etrafında zamanla kist adı verilen içi sıvı dolu yapılar gelişebilir. Kistler büyüyerek çene kemiğine zarar verebilir ve ağrı yapabilir. Enfekte olduklarında apseye dönüşerek şiddetli ağrı ve şişlik yaratırlar.
Yukarıdaki nedenlerden herhangi biri tek başına veya birkaçı bir arada, yirmilik diş kaynaklı ağrılara sebep olabilir. Özellikle gömülü ve sorunlu 20’lik dişler, sürekli tekrar eden enfeksiyon ataklarıyla kronik rahatsızlıklara yol açabilir. Amerikan Diş Hekimleri Birliği (ADA) de yirmilik dişlerin sıkışması sonucu enfeksiyon ve kist gibi problemlerin ortaya çıkabileceğini belirtmektedir. Bu nedenle 20’lik diş çıkarken şiddetli ağrı veya sık sık iltihaplanma yaşanıyorsa, bir diş hekimine danışmak önemlidir.
20’lik Diş Çekimi Nasıl Yapılır?
20 yaş dişinin çekimi, dişin ağızdaki konumuna ve gömülü olup olmamasına bağlı olarak değişir. Diş hekimi önce klinik muayene ve röntgen ile dişin durumunu değerlendirir. Ardından uygun çekim yöntemine karar verilir:
- Tamamen sürmüş (çıkan) 20’lik dişler: Eğer yirmilik dişiniz diğer dişler gibi tamamen dışarı çıkmış ve çevre dokularla normal ilişki kurmuşsa, çekimi standart bir diş çekimi gibidir. Diş hekimi lokal anestezi ile bölgeyi uyuşturduktan sonra uygun aletlerle dişi tutarak çene kemiğinden çıkarır. Bu işlem genellikle kısa sürer ve diğer diş çekimleriyle benzer aşamaları içerir.
- Yarı gömülü 20’lik dişler: Dişiniz kısmen çıkmış ancak bir kısmı diş eti veya kemik altında gömülü kalmışsa, çekim biraz daha müdahaleli olabilir. Lokal anestezi uygulandıktan sonra diş hekiminiz, dişin üzerini örten diş etine küçük bir kesi yapar. Gerekirse dişin etrafındaki bir miktar kemik dokusu da özel aletlerle uzaklaştırılır. Daha sonra diş, uygun teknikle çıkarılır. Dişin kökleri ayrık veya diş büyükse, çıkarılması kolaylaştırmak için birkaç parça halinde çıkarılması gerekebilir. Çekim tamamlandıktan sonra açılan diş eti kesiği dikişlerle kapatılır. Bu dikişler genellikle kendi kendine eriyen türdedir.
- Tam gömülü 20’lik dişler: Eğer diş tamamen çene kemiği içinde gömülü kaldıysa ve hiç sürmediyse, bu durumda cerrahi bir müdahale gereklidir (yirmilik diş ameliyatı da denir). Bu işlem de bir diş çekimi sayılmakla birlikte, cerrahi basamaklar içerir. Lokal anestezi sonrası diş etinde kesi yapılarak gömülü dişe ulaşılır. Dişin etrafındaki kemik dokusunun bir kısmı özel cihazlarla uzaklaştırılır ve diş ortaya çıkarılır. Daha sonra diş, bütün halinde veya parçalar halinde çıkarılır. Köklerin konumuna göre dişi parçalamak gerekebilir. Diş alındıktan sonra bölge temizlenir ve dikişlerle kapatılır. Bu işlem klasik bir çekime göre biraz daha uzun sürebilir ve iyileşme süreci de birkaç gün daha fazla sürebilir.
Tüm bu işlemler sırasında hasta ağrı duymaz, çünkü işlem öncesi kullanılan lokal anestezi diş ve çevre sinirleri tamamen uyuşturur. Gerek görülürse, özellikle zor vakalarda veya hastanın çok kaygılı olduğu durumlarda sedasyon uygulaması veya genel anestezi altında çekim de planlanabilir. Ancak çoğu yirmilik diş çekimi, klinik ortamında lokal anesteziyle güvenle gerçekleştirilebilir.
20’lik Diş Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Yukarıda bahsedilen tam gömülü yirmilik dişlerin alınması işlemine halk arasında “20’lik diş ameliyatı” denir. Bu, genellikle bir ağız, diş ve çene cerrahisi uzmanı tarafından uygulanır ve dişin kemik içerisinden çıkarılmasını içerir. Adım adım 20’lik diş ameliyatı süreci şu şekildedir:
- Hazırlık ve anestezi: Operasyon öncesi hasta bilgilendirilir. Gerekli görüldüyse antibiyotik veya ağrı kesici ilaçlar önceden başlanmış olabilir. Müdahale edilecek bölgeye lokal anestezi yapılarak diş ve çevresi tamamen uyuşturulur. (Nadir durumlarda komplike vakalar için genel anestezi tercih edilebilir, ancak bu genellikle hastane ortamını gerektirir.)
- Diş etine erişim: Cerrah, dişin üstündeki diş etini keserek bir flep oluşturur. Bu şekilde gömülü dişin üzerindeki yumuşak doku kaldırılır ve altında kalan kemik görünür hale gelir.
- Kemiğin kaldırılması: Diş tamamen kemik içinde gömülü ise, etrafındaki kemik dokusunun bir kısmının çıkarılması gerekir. Cerrah, steril frez veya piezo cerrahi aleti ile dişin etrafındaki kemikten gerekli miktarı aşındırarak dişin etrafını açar.
- Dişin çıkarılması: Dişin çıkarılabilmesi için bazen tek parça halinde almak zor olabilir. Bu yüzden diş, özel aletlerle birkaç parçaya bölünebilir. Önce kron (dişin görünen taç kısmı) ve kökler ayrılabilir, sonra parçalar teker teker çıkarılır. Bu aşamada kuvvet uygulamadan, hassas bir şekilde dişin çıkarılması önemlidir.
- Temizleme ve dikiş: Diş tamamen çıkarıldıktan sonra, boş kalan yuva steril serumla yıkanarak temizlenir. İçeride diş parçası veya enfekte doku kalmadığından emin olunur. Ardından kaldırılan diş eti flebi eski konumuna getirilerek 2-3 adet dikişle kapatılır. Dikişler genellikle 1 hafta – 10 gün sonra alınır veya kendiliğinden erir (kullanılan dikiş malzemesine bağlı olarak).
20’lik diş ameliyatı sonrasında, cerrahi çekim yapılan tarafta birkaç gün sürebilen hafif bir ağrı ve çene hareketlerinde kısıtlılık olması normaldir. Doktorunuz ameliyat sonrası için ağrı kesici ve gerekiyorsa antibiyotik reçete edecektir. Ayrıca ameliyat sonrası bakım konusunda dikkat etmeniz gereken noktaları size iletecektir. Bu noktalara bir sonraki bölümde değineceğiz.
20’lik Diş Çekimi Sonrası Bakım ve Yapılması Gerekenler
Yirmilik dişiniz çekildikten (veya cerrahi ile alındıktan) sonra iyileşme dönemi başlar. Bu dönemde uygulanacak doğru bakım, hem iyileşme sürecini hızlandırır hem de komplikasyonları önler. 20’lik diş çekimi sonrasında dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
- Kanamanın kontrolü: Çekim sonrası ilk birkaç saat hafif sızıntı şeklinde kanama olması normaldir. Diş hekiminiz çekim sonrası bölgeye steril gazlı bez yerleştirir. Bu bezi en az 30-45 dakika süreyle sıkıca ısırarak baskı uygulayın. Kanama durmazsa temiz bir gazlı bezi tekrar yerleştirip biraz daha baskı uygulayabilirsiniz. Alternatif olarak, ıslatılmış bir çay poşetini gazlı bez gibi ısırmak da tanen içeriği sayesinde pıhtı oluşumunu destekleyebilir.
- İlk 24 saatte ağız bakımı: Çekimin ardından ilk 24 saat çok kritiktir. Bu süre zarfında ağzınızı çalkalamaktan, tükürmekten ve pipet kullanarak sıvı çekmekten (emme hareketi) kesinlikle kaçının. Aksi takdirde çekim boşluğunda oluşan pıhtı yerinden çıkabilir ve alveolit (dry socket) denilen çok ağrılı bir durum gelişebilir. Ayrıca bu ilk gün boyunca sigara içmemek ve alkol almamak çok önemlidir; sigara kullanımı yara yerinde enfeksiyon riskini artırır.
- Soğuk uygulama: Çekim yapılan bölgede yüzde şişlik oluşabilir. İlk 24 saat boyunca yanağınıza aralıklı soğuk kompres uygulamak şişliği en aza indirmeye yardımcı olur. Örneğin, buz paketini ince bir beze sarıp 10 dakika uygulayın, 20 dakika ara verin; bu şekilde birkaç döngü tekrar edin. Şişliğin belirgin olduğu durumlarda doktorunuz ayrıca ödem giderici ilaçlar önerebilir.
- Ağrı kontrolü: Anestezinin etkisi geçtikten sonra ağrı hissi başlayabilir. Diş hekiminizin önerdiği dozlarda ağrı kesici ilaçlarınızı kullanın. Genellikle ilk gün ibuprofen türevi bir ağrı kesici hem ağrıyı keser hem de anti-enflamatuar etkisiyle şişliği azaltır. Eğer antibiyotik reçete edildiyse, enfeksiyon riskini önlemek için kutu bitene kadar düzenli kullanın (ancak herhangi bir yan etki görürseniz doktorunuza danışın).
- Beslenme: Çekimden sonra uyuşukluk tamamen geçene kadar bir şey yemeyin, aksi takdirde yanağınızı veya dilinizi ısırabilirsiniz. İlk gün sıvı veya püre şeklinde gıdalar tüketin. Çorba (çok sıcak olmamak şartıyla), püre, yoğurt, muhallebi gibi yumuşak besinler tercih edin. Sert, sıcak, acılı ve taneli yiyeceklerden birkaç gün uzak durun. Özellikle çekim bölgesine kaçabilecek pirinç, susam gibi küçük taneli yiyeceklerden kaçınmak gerekir.
- Ağız hijyeni: Operasyon sonrası ilk gün dişlerinizi fırçalarken çekim bölgesinden uzak durun. 24 saat geçtikten sonra, doktorunuz onay verirse, yumuşak bir diş fırçasıyla çekim yerine zarar vermeden çevre dişleri nazikçe temizleyebilirsiniz. Tuzlu su veya antiseptik ağız gargaraları ile hafifçe çalkalama yapmak, 24 saat sonrasında yaranın temiz kalmasına yardımcı olabilir (ilk 24 saat dolmadan kuvvetli çalkalama yapmayın).
- Dinlenme: Özellikle cerrahi bir 20’lik diş çekimi geçirdiyseniz, ilk gün ağır fiziksel aktivitelerden ve egzersizden kaçının. Vücudunuzun iyileşmeye odaklanması için kendinize zaman tanıyın. Başınızı yüksek tutarak (yatarken fazladan yastıkla) dinlenmek, ödemin azalmasına katkı sağlar.
Yukarıdaki bakım önerilerine uymak, normal bir iyileşme süreci geçirmenizi sağlar. İlk 1-2 gün sonunda ağrılar azalmaya ve iyileşme belirtileri görülmeye başlar. Buna rağmen, şiddetli ağrı, durmayan kanama, kötü koku/tat veya ateş gibi olağandışı belirtiler fark ederseniz vakit kaybetmeden diş hekiminize başvurmalısınız. Bu belirtiler enfeksiyon veya boşlukta pıhtının kaybolması (dry socket) gibi komplikasyonların habercisi olabilir.
20’lik Diş Ağrısı Nasıl Geçer?
Eğer 20’lik dişiniz şiddetli ağrı yapmaya başladıysa ve evde aldığınız önlemler yetersiz kalıyorsa, kesin çözüm için bir diş hekimine görünmek gerekir. Diş hekiminiz, soruna neden olan 20’lik dişi muayene ederek uygun tedaviyi önerecektir. Çoğu zaman tekrar eden ağrılara sebep olan gömülü veya problemli yirmilik dişin çekilmesi, ağrıyı kalıcı olarak sonlandırmanın yoludur. Çekim öncesinde aktif enfeksiyon varsa bir antibiyotik tedavisiyle iltihap kontrol altına alınır, ardından diş çekimi planlanır.
Ağrının çok şiddetli olmadığı durumlarda (örneğin dişin çıkma sürecinde hafif-orta dereceli ağrı) yukarıda bahsettiğimiz soğuk kompres, gargara ve uygun ağrı kesicilerle bir süre idare etmek mümkün olabilir. Ancak unutmayın ki bu ağrı, diş tamamen sürüp yerleşene veya problem ortadan kalkana kadar ara ara devam edebilir. Bitkisel yöntemler ve ev ilaçları bazı kişilere geçici fayda sağlasa da bilimsel olarak kesin bir çözüm sağlayamayabilir.
Özetle, 20’lik diş ağrısını tamamen geçirmek genellikle altta yatan sorunu çözmeyi gerektirir. Bu da ya dişin sorunsuz bir şekilde çıkmasının tamamlanmasını beklemek (ki bu süreç haftalar-aylar alabilir ve her zaman mümkün olmayabilir) ya da dişin çekim gibi yöntemlerle sorun olmaktan çıkarılmasını gerektirir. Diş hekiminiz sizin durumunuza özel en doğru kararı verecek ve ağrınızı dindirmek için gerekli tedaviyi uygulayacaktır.
20’lik Dişlerle İlgili Sık Sorulan Sorular
20’lik diş mutlaka çekilmeli mi?
Hayır, her 20 yaş dişinin çekilmesi gerekmez. Eğer diş düzgün bir şekilde çıkmış, çevre dokulara baskı yapmıyor ve çürük veya enfeksiyon gibi bir sorun oluşturmuyorsa ağızda kalmasında sakınca yoktur. Hatta böyle durumlarda yirmilik diş, diğer azı dişler gibi çiğneme fonksiyonuna katkıda bulunabilir. Ancak pek çok kişide yirmilik dişler tam olarak süremediği veya sorun yarattığı için er ya da geç çekim gerekebilmektedir. Özellikle gömülü kalıp öndeki dişe dayanan, temizlenemeyen cep oluşturan ya da sık sık iltihaplanan 20’lik dişlerin çekimi, ileride oluşabilecek daha ciddi problemlerin önüne geçmek için önerilir.
20’lik diş çekilmezse ne olur?
Sorunlu bir 20’lik dişi çekmemenin riskleri vardır. Çene arkasında yarı gömülü bir diş bırakılırsa, bunun etrafında sürekli bir bakteri birikimi ve diş eti iltihabı riski olur. Bu durum aralıklı olarak ağrı, şişlik ve enfeksiyon ataklarına yol açabilir. Ayrıca, gömülü diş önündeki ikinci azı dişine baskı yaparak onun kökünde rezorpsiyon (erime) veya üzerinde çürük oluşmasına neden olabilir. Zamanla, çekilmeyen problemli bir yirmilik diş nedeniyle komşu dişin de kaybedilmesi riski ortaya çıkabilir. Özetle, eğer diş hekiminiz 20’lik dişinizin çekilmesini öneriyorsa, çekilmemesi halinde ileride daha büyük sorunlarla karşılaşma olasılığınız yüksektir.
20’lik diş ağrısı nereye vurur?
Yirmilik dişlerden kaynaklanan ağrı, genellikle aynı taraftaki komşu dişlere doğru yayılır. Alt çenede bir 20’lik diş enfeksiyonu varsa, ağrı kulağa doğru vurabilir ve kişi bunu kulak ağrısı sanabilir. Benzer şekilde, üst çenede sorunlu bir yirmilik dişin ağrısı sinüslere yakın olduğu için yanak ve şakak bölgesinde hissedilebilir. Ayrıca boğaz yakınındaki dişler olduğu için yutkunma sırasında boğazda acı şeklinde de algılanabilir. Kısacası, 20’lik diş ağrısı çene, kulak, baş ve boğaz bölgelerine yansıyabilen yaygın bir ağrıdır.
20’lik diş çıkarırken halsizlik veya ateş olur mu?
Evet, özellikle enfeksiyon gelişen durumlarda vücut genel bir tepki verebilir. Şiddetli 20’lik diş iltihabına bağlı olarak hafif ateş, halsizlik, yorgunluk hissi bazı hastalarda görülebilir. Bu belirtiler, vücudun enfeksiyonla mücadele ettiğinin göstergesidir. Eğer 20’lik dişin çıkması sırasında yüksek ateş, yutkunmada ciddi zorluk, ağızda kitlenme gibi bulgular da eşlik ediyorsa, derhal bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir.
20’lik diş çekimi acı verir mi?
Diş çekimi işlemi, etkili bir lokal anestezi altında yapıldığında acı hissedilmez. Diş hekiminiz çekim öncesinde dişin etrafını uyuşturacak bir anestezik solüsyon enjekte eder. Bu sayede çekim sırasında baskı ve çekiştirme hissi duyabilirsiniz ancak keskin bir ağrı hissetmezsiniz. Çekim sonrasında anestezinin etkisi geçerken hafif ağrılar olabilir, bunlar da ağrı kesici ilaçlarla kontrol altına alınır. Yani, doğru şartlar altında 20’lik diş çekimi hastaların korktuğu gibi bir acıya neden olmaz.
20’lik dişlerin faydası var mı?
Evrimsel açıdan bakıldığında 20’lik dişler, atalarımızın sert besinleri öğütebilmesi için ihtiyaç duyduğu ekstra azı dişleriydi. Günümüzde beslenme alışkanlıklarımız değiştiği ve çenemiz daha küçük bir yapıya evrildiği için yirmilik dişler çoğu insanda sorun çıkarıyor. Ancak yirmilik diş için ağızda yeterli yer varsa ve düzgün şekilde çıkmışsa, diğer dişler gibi kullanılabilir ve çiğneme yüzeyine katkı sağlayabilir. Örneğin, genç yaşta başka bir azı dişini kaybetmiş bir kişi için, geride sorunsuz duran bir 20’lik diş boşluğu doldurarak işlev görebilir. Fakat çoğunlukla yirmilik dişler tam sürmediği veya problem yarattığı için pratikte faydadan çok zarar verme eğilimindedir.
20’lik dişler, her insanın deneyimi farklı olabilen dişlerdir. Kiminin hiçbir sorun yaşamadan atlattığı bu dişler, kimileri için uzun süreli ağrı ve rahatsızlık kaynağı olabilir. Önemli olan, yirmilik dişlerin durumunu düzenli diş hekimi kontrollerinde izlemek ve sorun belirtileri ortaya çıktığında gecikmeden uzmana danışmaktır. Eğer 20’lik diş ağrısı yaşıyorsanız, burada anlattığımız belirtilere ve bakım önerilerine dikkat ederek süreci daha rahat geçirebilirsiniz. Ancak şiddetli ağrı veya enfeksiyon durumlarında kendi kendinize çözüm aramaktan ziyade bir diş hekimine başvurmanız en doğru ve güvenli yol olacaktır. Sağlıklı günler dileriz.